Halı Saha Kültürü
Merhaba değerli okurlar bu hafta sizlerle hepimizin ortak noktası olan halı saha hakkında doğal bir yazı paylaşmak istiyorum. Doğal diyorum çünkü teknik ve resmi ifadelerden çok çocukluğundan beri sizler gibi halı sahalarda futbol oynayan biri olarak sohbet eder gibi yazacağım.
Hepimiz küçük yaşlardan itibaren halı sahalara adım atarız ve top koşturamayacak hale yada beraber maç yapacak arkadaş topluluğumuz tükenene kadar oynarız. Halı saha erkekler için sadece bir spor yapma vesilesi değil aynı zaman sosyalleşme aracıdır.
Kimi zaman can sıkıntısına bir çözüm olarak kimi zaman futbol oynama isteğinden kurulu olan bir takıma dahil oluruz yada kendi takımımızı kurarız. Genelde ülkemizde yedişer kişilik takımlar halinde oynanabilen sahalar mevcuttur ve takım içinde “abi ben fazla koşamıyorum ya” cılar defansta olur.
Orta sahada genelde takımın en yeteneklileri takıma top dağıtma görevini üstlenir,forvette ise ayağı top tutan iyi vuruşu olan arkadaşlar ilerde oynar. Ancak bu bir kaide değildir tabi ve hiçbir şey maç öncesi konuşulduğu gibi olmaz.
Maça başladıktan sonra arka arkaya goller yiyen takımın genelde motivasyonu düşer ve oyun ciddiyeti dağılır ama her zaman bu ciddiyetten uzaklaşmayan bir iki oyuncu vardır.
-Halı Saha Oyuncu “Modelleri”
Halı sahaya davet edilip geleceğini söyleyen fakat özellikle maç günü gelmeyen bazı arkadaşlar vardır ve ağır kolpalık içeren bu tutum pek hoş görülmez, genelde maçı koordine eden kişi tarafından tabiri caizse “kara listeye” 🙂 alınır ve çok gerekmedikçe çağrılmaz.
Takımın olmazsa olmazı kaleciler var ki gerçekten halı saha takımını kuran kişi için en büyük problem bu olsa gerek, genelde kimse kaleye geçmek istemez ve sabit kaleci bulunamazsa herkesin kaleyi değişmesi gerekir.
En büyük çile burada başlar gönüllü olarak kalede uzun süre kalan olmadıkça ya süre paylaşılarak kaleye geçilir yada iki gol yer çıkarım abiciler olur. Bazen o iki gol öyle bir yenir ki takım içinde bilerek yedi abi öyle gol mü yenir sesleri yükselmeye başlar.
Sahanın en nahoş vazgeçilmezleri de tabi ki sürekli konuşanlar (: “Beyler biraz daha canlı, şu bölgeyi boş bırakmayın, napıyosun ya otoban oldu orası vb” sözlerle takımın motivasyonunu düşürmek için yaratılmışlardır ve takımda herkesin kendi dışında çok fazla emek sarf etmediğine dair batıl inançları vardır (:
Sürekli çalıma giren pozisyonu belirsiz oyuncularda istenmeyen vazgeçilmezler arasında zirvede, takım oyununa pek yatkın olmayan aslında bunun sadece bir halı saha kültürü değil genel bir durum olduğunu fark edemezler, üstün çalım yetenekleri olduğunu ve paslaşmaya hiç ihtiyaç olmadığına dair düşünceleriyle orta çağ futbolu onlardan sorulur.
-Bir hayat çilesi olarak halı saha “Moderatörlüğü Sorunsalı”
14 kişiyi bir araya getirerek bir etkinlik yaratmanın elbetteki belli dertleri var ve eğer siz bunların farkında değilseniz bu işe hiç bulaşmayın derim. Öncelikle halı sahaya kişiler belirlenirken sayı sınırsız olmadığından çağrılmayan kişiler elbet olur ve bunu eğer sizden öğrenmezlerse küsen olur afra tafra yapan olur, aman dikkat hassas durumdur.
Bir de son anda eksilen oyuncu sorunu var bu da insanlık tarihinin başından beri en büyük sorunlardan biridir (: Geride bıraktığı 13 kişiyi hiç düşünmeden sorumsuzca hareket eden bu kişinin yerini doldurmak yine takımı kuran arkadaşa düşer ve sağdan soldan rica minnet oyuncu bulmaya çalışır.
Bu soruna karşı sitenin reklamını rahatça yapabiliriz sanırım 🙂 Çünkü adameksik.com bu sorunu çözebilmeniz için kurulmuş bir platform. Konumuza dönersek, her takım halı sahayı kiralarken belli bir ücret vermek durumundadır ve kritik görevi üstlenen kişi eksik ücretleri her zaman cebinden karşılar.
Günümüzde bu konuya henüz başka bir çözüm getirilememiş durumda (: Biraz mizahi bir şekilde çizdiğimiz oyuncu profillerinin dışında halı saha erkeklerin en iyi sosyalleşme araçlarından biridir, bazen bu sahalardan güzel dostluklar çıkar bazen günün yorgunluğunu atmak için yapılan sporun ardından saha kenarında içilen bir bardak çayın tadına doyum olmaz.
Halı sahada takımın abisinin sözü dinlenir geleneği yazılı olmayan ama herkesin alıştığı bir kural gibidir. Kimi zaman dostça başlanılan bir maçta anın heyecanı ile sert bir mücadele olur ve istenmeyen kavgalar olabilir ve eğer heyecanınıza yenik düşerseniz en yakın arkadaşınızı bile saha içinde kırabilirsiniz.
Bazen hepimizin başına gelen bu durum hayattan bir kopuşla açıklanır ve sahada olan sahada kalır sözüyle tatlıya bağlanır. Bu yazı halı saha için bir giriş yazımız olsun değerli Adam Eksik ailesi tekrar görüşmek dileğiyle.
Yazınızı gerçekten çok beğendim utku bey. Devamını sabırsızlıkla bekliyorum.